Ersen |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|

GEÇ OLABİLİR
Delikanlının biri gezerken cd satan dükkana gider ve ordaki kızı görünce kıza aşık olur kızdan bir cd ister kız cd yi arkaya götürüp pakatleyip gelir delikanlı eve gider cd hiç açmadan dolabına koyar yarın kızı görmek için tekrar dükkana gider ve bir cd daha ister kız tekrar arkaya gidip paketleyip gider delikanlı o sırada oraya bir not bırakır sonra kız gelince cd yi alıp gider.
Ertesi gün kız delikanlının bıraktığı notu bulur telefon numarasını hemen arar telefonu delikankının annesi açar kız delikanlıyı sorar annesi ağlayarak cevap verir oğlumu dün kaybettik diye.
Kız üzülerek kapatır telefonu. Annesin delikanlının odasını toparlamaya diye odasına gider dolabın içinde açılmamış cd leri görür ilk cd nin paketini açar içinde kızdan bir not sizden çok hoşlandım tanışabilirmiyiz sonra diğer cd nin paketini açar kızdan bir not daha hadi beni yemeğe davet et....
ÇİÇEK& SU
Bir gün suyla çiçek karşılaşırlar ve arkadaş olurlar. Çiçekle su birbirlerine o kadar alışırlar ki her gün beraber olurlar ve bu dostluk bir gün aşka dönüşür . Çiçekle su birbirlerine aşık olurlar, çiçek bir gün suya seni seni seviyorum der suda ben de seni seviyorum der çiçek günler sonra suya seni seviyorum der suda söyledim ya ben de seni seviyorum der .
Çiçek hastalanır yataklara düşer o kadar hastadır ki solmaya başlar Çiçek son bi güçle seni seviyorum der suda söyledim ya ben de seni seviyorum der çiçeğin halini gören su bir doktor çağırır su doktora sorar çiçeğimin neyi var Doktor derki çiçeğin hiç bişeyi yok sadece susuz kalmış der...
(Yeliz in hatırası )

Gül Masalı
Bir zamanlar uzak diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç yaşarmış. Tüm gün ustasından öğrendiği gibi demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş. Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan biriymiş.Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş.. Sutean görür görmez bu kıza aşık olmuş, ama kız ona fazla yüz vermemiş. Tencereyi bırakıp dükkandan çıkmış. Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkandaki ateş sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış. Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış. Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış. Çalıştıkça çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar yaptığı hiçbir şeye benzememiş. Eşi benzeri görülmemiş bir çiçek yapmış demirden... incecik yaprakları birbiri etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini... Sabah tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş. Demirci Sutean üzülse de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...güzel kız çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve Sutean'in aşkına karşılık vermiş... Sutean güzeller güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş. Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş. Hemen orada Sutean'i öldürecek bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp onu engellemiş.bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş; Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş. Eğer korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş demirciye.. Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş. Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp onları diziyormuş. Sabaha karşı büyücü demircinin çiti yetiştireceğini anlamış, ve onu engellemek için aklına bir kurnazlık daha gelmiş... kızının kılığına bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış. Şarkı öyle derin öyle güzelmiş ki... demirci çekicini bırakıp dinlemeye başlamış...Büyücü güneş doğana dek söylemiş. Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı duruyormuş... demirciyi uyarıp güneş ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış.. Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam taşa dönüşmüş...büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş. Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş, ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş olan sevgilisinin yanına koşmuş. Ağlamış, ağlamış, ağlamış... göz yaşları taşı eritememiş, ama demirden çiçeği canlandırmış. Gözyaşları ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını çevrelemiş. Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği tamamlamış. Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış. Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile anılır olmuş.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!
|
|
|
|
|
|
|

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol
|